Açıkhava reklamcıları olarak geçen yıla göre moralimiz daha düzgün ve 2011 seçimlerinden beklentisi olan bir sektörüz.

12.Haziran.2011 tarihinde yapılacak Genel Seçim nedeniyle hazinenin siyasi partilere, aldıkları oy oranında yaptığı seçim yardımının partilere göre dağılımı şöyle;

Ak Parti…………………………. 124.363.143. TL ;CHP………………………………. 55.738.922 TL

MHP……………………………… 38.098. 675 TL olup ; toplamda 218.200.740 TL olacaktır.

Bu hazine yardımının yanında seçime girecek diğer partilerin bütçeleri de değerlendirmeye katılarak, hazinenin dışından partilerin kendilerinin ayıracağı ek bütçeler, milletvekili adaylarının bireysel masrafları ve yapılacak diğer yardımlarla bu rakamın geçmiş seçimlere bakılarak 1 milyar TL yi aşacağı tahmin edilmektedir.

Televizyon ve gazetelerden sonra reklam harcamalarından istatistiklere göre %7 oranında pay alan Açıkhavanın, konu seçim olunca görünürlük nedeniyle ve görsellerin reklam mecralarından toplumun her kesimine ulaştığından bu seçimlerde daha fazla pay alacağımızı umuyorum.

Bunun için siyasi partilerimizden hazinenin seçim propagandası için vermiş olduğu paraların merkezi ihalelerle birkaç kişinin yüzünü güldürmek yerine 81 ilde harcanmasını bekliyoruz. Çünkü bu seçimler için yatırım yapan beklentisi olan meslektaşlarımızın olduğunu biliyoruz. Siyasi partilerin seçimlerdeki reklam harcamalarının, seçim için yatırım yapan Açıkhava reklamcılarının yüzünü güldürmesini bekliyoruz. Tüm reklam sektörü olarak siyasi partilerden beklentisi ise seçim için ülkemizin kaynaklarından ayrılan paranın yine ülkemizde harcanmasıdır.

Bu beklentilerimizin yanında bizi bekleyen sorumluluklarımız da bulunmaktadır. Hepimiz biliyoruz ki son birkaç seçimden bu yana tüm medya seçim çalışmalarının oluşturduğu görsel çirkinliklerin faturasını sektöre kesilmektedir. Tam sayfa ilanlarla görsel kirlilikten bahseden yazılı basın bizleri hedef yapmakta, bunun sonucunda da Açıkhava reklam mecraları kısıtlanmakta ve çeşitli yasaklar nedeniyle sektörümüz olumsuz etkilenmektedir.

Seçimler sırasında reklam yönetmeliklerinin rafa kaldırılması ile boş olan her yere afiş asılabilmenin rahatlığı ile davranan siyasi partilerin bu davranışları kargaşa içinde kalan vatandaşlarımızın şikayetlerine neden olmaktadır. Seçim sonrası da oluşan bu kirliliğin ortadan kaldırılması için hem zaman, hem para harcanmaktadır.

Öte yandan bizler işleri üretenler olarak, bu süreçte işlerimizi seçim işi diyerek geçiştirmeden, işin gereklerini doğru yapmak zorundayız. Mesleki standartlarımızı korumakla görevliyiz. Bu ilkelerimize rağmen aceleyle oluştuğuna inandığımız özensiz üretimler sonucu standartlardan ciddi sapmaların olması sektöre zararlar vermekte olduğunu gözlemliyoruz.

En önemlilerinden bahsedecek olursak;

Malzeme tedarikinde yaşanan sıkıntı veya rekabet nedeniyle kullanılmaması gerek malzemelerin kullanılması ve bunların olumsuz sonuçları,

Afiş, pankart vinillerinde ve folyolarda yaşanan seçim işi süresi az diyerek yanlış kullanımların verdiği zararlar,

Baskıya uygun olmayan görsellerin baskısı veya acil olması nedeniyle, kötü baskılar yapılması sonucu oluşan zararlar,

Pankart ve afişlerin asım yerlerinden kopan, sarkan veya yırtılanların oluşturduğu olumsuz görüntüler,

Araç kaplamalarının acil ve hızlı olması nedeniyle yaşananlar,

Araç kaplama folyosu yerine uygun olmayan folyoların kullanılması sonucunda, seçim sonrası sökümde yaşanan olumsuzluklar olarak sıralayabiliriz.

Tüm bu yapılan hataların faturasının sektöre zarar olarak dönmekte olduğunu, sektöre güvenin sarsıldığını, zararlardan ve yaşananlardan sonra pazar payımızın kayba uğradığını görüyor ve üzülüyoruz.

Bu nedenle bu seçimlerde hem siyasilere, hem de bize büyük sorumluluklar düşmekte olduğunun bilinci ile hareket etmeliyiz. Önemli olan sorumluluklarımızın farkında olmak ve gereği için çalışmaktır.

Birol FEDAİ
ARED Yönetim Kurulu Başkanı
Açıkhavada Haberler / Mart 2011